ŞAFAK TÜRKÜSÜ


Sizlere safak turkusunun hikayesinden bahsetmek istiyorum.Hepimizin bildigi dinlerken keyif aldigi hani şu ölümü özlüyorum anne yaşamak isterken delice dizelerinin geçtiği çoğumuzun diline takılan dizeler.sizce bi insan neden bu cümleleri kurar ona bu ikilemi yaşatan nedir?'ölen sevdikleri için ölmek ama yaşayanları için de yaşamayı istiyor olabilir' akla en mantıklı gelen bu değil mi?oysa işin aslı bu değil canım kardeşim şiirin yazarı Nevzat çelik metris cezaevinde idamla yargılanan bi tutukludur ve o zamanlar koğuşunda kalanların yaklaşık 3te biri yine onun gibi idamla yargılanan hükümlülerdir.her gün şafak vakti koğuştan birini idama götürüldüğünü gören şair her şafak vakti bu defa beni götürecekler düşüncesiyle yazmıştır bu şiiri.her gün koğuştakilerin sabah idam edilebilirim düşüncesiyle tıraşlı olduğu her Şafak vakti bugün sıra bende mi düşüncesinin kol gezdiği bi yer düşünün.Nevzat çelik o zamanları şu cümlelerle açıklıyor.'Fakat bir taraftan da idamlar gerçekleştiriliyordu. Tanıdığımız birebir tanıdığımız insanları da asmaya başlamışlardı. 
Doğal ki tabii bu senin kendi hayatında bir somut bir olgu olarak duruyor. Ve sen gerçekten dört duvarın içerisindesin, başka bir hayattasın ve zamanı belli olmayan, hem yargılama sonucu idama gitme açısından, hem tahliyeye giden süreç açısından baktığın zaman, neye çıkacağını asla bilemediğin bir psikoloji içerisinde yaşıyorsun. Ve o dönemde temel olgusu da insanların idam edilmesidir.' Böyle bi psikolojide sağlıklı olabilmek mümkün mü bence değil.hem ölmek istemiyorsunuz hem de artık ölüm korkusuyla baş edemiyorsunuz zor değil mi?İşte o durum 'ölümü özledim anne yaşamak isterken delice dizelerinin olduğu hepimizin Ahmet Kaya'dan dinlediği o muhteşem Şafak türküsünü yazdırıyor. Ve şiir şarkıda olduğu kadar kısa değil tamamını okumanızı öneririm.



via FURKAN ABA




Günün Fırsatı

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.